Herkese merhabalar! Hepimiz için güzel bir pazartesi olmasını diliyorum. Geçtiğimiz 4 gün boyunca Ziya Şakir Yılmaz Hocamın eğitimlerine katılıyorum ve deneyimlerimi sizinle paylaşıyorum. Çok güzel dönüşler aldım ve böyle kıymetli bir hocamızla tanışmanıza vesile olduğum için çok mutlu oldum.
Şimdi bundan önceki 2 yazımda İletişimde Ustalık Sırları ve Etkin Zaman Yönetimi üzerine konuşmuştuk. Bu yazımda ise Soru Sorma Sanatı üzerine konuşacağız.
Soru sormak hayatımızın olmazsa olmazlarından biridir. Soru sormak, öğrenmek ve keşfetmek üzere yaptığımız ilk aktivitelerden birisidir diyebiliriz. Bunu en net küçük çocukların daima soru sormaları şeklinde düşünebiliriz. Peki çocukken bu kadar çok soru sorabiliyorken neden büyüdükçe sorularımızı azalıyor?
Bunu cesaret ile açıklayabiliriz. Çocukların korkacak, sıkılacak bir kaygıları yoktur; ancak bizler soru sorarken hem neye sorduğumuzu tam bilmiyor hem de çekiniyoruz.
Neden/Kimden Çekiniyoruz?
- okulda arkadaşlarımız dalga geçecek gibi hissedip sormuyoruz.
- öğretmenlerimiz kızar mı acaba diye düşünüp sormuyoruz.
- iş arkadaşlarımızın yargılamasından çekinip sormuyoruz.
- patronumuzun, müdürümüzün bizi aşağılamasından, yargılamasından ve belki kovmasından korktuğumuzdan sormuyoruz.
İşte bu saydıklarım kocaman bir SORUN oluşturuyor. Sorun aslında nedir biliyor musunuz?
Sorun kelimesinin sözlükte çeşitli anlamları olsa da bu eğitimden sonra artık benim hayatımda böyle bir sözcük yok. Ben, hayatımda sorun kelimesinden “n” harfini çıkartarak yaşadığım duruma soru sormayı öğreniyorum. Yani o ne demek derseniz hemen şöyle açıklayayım.
Yapmamız gereken şey hayatımızda sorun oluşturduğunu düşündüğümüz durumlara soru sorarak; bunlardan doğru cevapları almak olacaktır. Bunu yaparken 5N 1K sorularını sorabilirsiniz. Ancak referans alıp motive olacağınız 4 temel soru olmalı. Bu sorular;
- Neden?
- Neden olmasın?
- Neden o kişi sen olmayasın?
- Neden şimdi olmasın ki?
Yaşadığımız sorunlardan çıkardığımız n harfiyle onlara sorular sorarak durumu iyileştirmiş ve olumsuzu kapsam dışı bırakmış oluruz.
Doğru soru sormak bize ne katar?
Öncelikle yaşadığımız sorunlar karşısında çözüm tohumları büyütmemize olanak sağlar. Böylece güzele, çözüme ve enerjiye odaklanırız.
Daha sonra etkili iletişimin sır kapısını aralar. Karşımızdakini dikkatli dinler ve anlattıklarına odaklanırsak; onun da sorun olarak gördüğü durumlara soru ile yaklaşırsak doğru cevapları bulmasına yardımcı olabiliriz. Böylece onu düşünmeye ve keşfetmeye iteriz. Yani; ona akıl vermek değil çözümü buldurtmuş oluruz.
Beyin, soru sordukça cevap verir. Yeter ki sorularınız doğru olsun.
Sorunlardan n’yi çıkartıp onunla sorular soracağız deyip duruyorum ancak bu sorular nasıl olmalı diye soruyorsanız da size soru tiplerini söylemem gerekir.
- Açık uçlu soru
- Kapalı uçlu soru
- Yönlendirici soru
- Yargılayıcı soru
- Düşündürücü soru
- Varsayımlı soru
- Güçlü soru
Ziya Şakir Yılmaz Hocam’ ın katıldığım bu üç eğitimi, eğitimi aldığım ilk andan itibaren bende farkındalıklar yarattı ve kafamdaki bazı fikir değişikliklerine vesile oldu. Benim burada yaptığım paylaşımlar ortalama 3 saatten oluşan eğitimlerden sadece kendime çıkardığım notların bazıları. Dolayısıyla hem eğitimlerin anlamını yitirmemesi hem de eğitimlere katılıp kendi farkındalık noktalarınızda kırılım yaşayabilmeniz için daha fazla detay veremiyorum.
Eğitimlerin ve Ziya Şakir Hocamın benim hayatımda dönüm noktaları ve kırılımlar oluşturmasında belki de bir sebep ikimizin de eğitim gönüllüsü öğretmen çocukları olmamızdı. Umarım ben de bir gün Ziya Şakir Hocam gibi başkalarının hayatlarına dokunabilir; yollarına ışık olabilirim.
Dilerim ki sizler de Ziya Şakir Yılmaz Hocam ile tanışır ve eğitim alırsınız. Eğitimlere tek tek; ya da Kişisel Gelişim 3’lü set şeklinde satın alıp katılabilirsiniz. Bunun için detayları da yine hocamın kendi sitesinden (buradan) öğrenebilirsiniz.🙋♀️🎈