Hayatın koşturmasını okul ve sınavlardan ibaret düşündüğüm bir dönemden iş hayatına geçişim çok hızlı olmuştu. Bu hız, beni hem heyecanlandırıyor hem de inanılmaz geliştiriyordu.. Bu süreçte blog sayfam iremdede.com ‘ da ise durumlar değişkenlik gösteriyordu. İşte şimdi sizlere bu değişkenliklerden biraz söz etmek istiyorum.
Öğrenciliğin sonuna doğru aktif kullanmaya başladığım blogum inanılmaz bir network kazandırmıştı. Yorumlar ve beğeniler geldikçe motive oluyordum. Ancak gözden kaçırdığım bir şey vardı. Blog, benim kafamı boşalttığım bir mecra değil, iş olarak benimsediğim bir yapıya dönüşmüştü. Dolayısıyla yeni bir işe başlangıçla, eski işimi bırakmış; göz ardı etmiştim…
Nerede hata yapıyorum?
Zamanımı mı efektif kullanamıyorum yoksa içerikleri mi tükettim?
Hiçbiri.
Ben sadece başladığım işi mükemmeliyetçilikle yapmaya çalışmış, tüm zamanlarımı o işime adamıştım. Bu durum, beni dönem dönem mutlu ederken; bir noktadan sonra yetersiz hissettirmeye başladı.
İşimde değişen bazı süreçle, gelen teklif ve iş değişiklik sürecimde ise bu düşünceler daha da yer edinmeye başladı..
Bir önceki yazımda bahsettiğim üzere stajdan sonra kaldığım Evidea’dan; Mayıs ayı itibariyle ayrıldım ve başka bir firmaya geçiş yaptım. Geçiş sürecimde, firmayla aramda geçen görüşmeler arasında blogumu incelediklerini ve beğendiklerini öğrendim…
Belki hiç profesyonelce olmayan bir blog ve belki de amatörlüğün zirvesi.. Ama her biri beni anlatan; bildiklerimi gösteren çeşit çeşit yazı.. Tüm bunların sonunda kendime bir söz vermiştim.. 1 yılı aşkın süredir yazmadığım blogumda küllerinden yeniden doğan Anka kuşu gibi doğacak ve düzenli içerik üreterek kaldığım yerden devam edecektim.
Bu yazım, önceki yazım gibi boynu devamsız kalmayacak ve kendinden sonra gelenlere referans olacaktır. iremdede.com her zaman aktif olmakla birlikte hem bilgi amaçlı hem de deneme amaçlı yazılarla karşınızda olacak.